DNA

DNA, Nelson Venkatesan tarafından yönetilen ve kendisinin Athisha Vino ile birlikte yazdığı bir Tamil-gerilimidir. Başrollerde Atharvaa (Anand) ve Nimisha Sajayan (Divya) yer almakta; destek oyuncuları arasında Mohammed Zeeshan Ayyub, Balaji Sakthivel, Ramesh Thilak, Viji Chandrasekhar gibi isimler bulunuyor. Film, 18 Haziran 2025’te Hindistan’da prömiyer yaptı, ardından 20 Haziran’da vizyona girdi.

Film, 2014 yılında Varadarajan adlı bir yazılım mimarının, yorgunluk nedeniyle bir motosiklete çarpmasıyla başlar. Bu kazada, yanında bebeği olan bir çift yaralanır. Ambulans sürücüsü Rajendran, Varadarajan’ı korumak için kaza polise “hit-and-run” olarak yansıtılır. Hastaneye sahip olan babası bebeğin hala doğmamış olduğunu öğrenince, bebeği teslim etmek yerine, kurtardıkları bebeği onun yerine verirler. Varadarajan bu hareketi vicdani bir adalet olarak görür.

2023 yılında hikâyeye döneriz. Anand, sevgilisinin intiharı sonrası uyuşturucu bağımlılığına düşmüş, ailesi tarafından toplum nezdinde itibar kaybı yaşamaktadır. Divya ise borderline kişilik bozukluğu nedeniyle evlenmesi zor bir genç kadındır; annesi onun durumunu kabullenmemekte. Ailesi ona rağmen evliliğe onay verir ve Anand tarafının çabalarıyla evlilik gerçekleşir.

Divya hamile kalır ve baby boy doğurur. Ancak, Doğumdan kısa süre sonra, Divya teslim edilen bebeğin kendi bebeği olmadığından şüphelenir. Bu iddiası, zihinsel sağlık geçmişi nedeniyle çevresindekilerce ciddiye alınmaz. Hastane başhekimi Dr. Mahimaiammal, bunu postpartum psikoz olarak değerlendirir ve Divya’yı reddeder.

Anand eşinin iddiasına inanır ve arkadaşları avukat Venkat aracılığıyla ve özel bir DNA testi yaptırır. Test sonucu, bebeğin kendilerine ait olmadığını doğrular. Polis, somut kanıt gerektiğini söyleyince Sub-Inspector Chinnasamy olayı araştırmaya başlar. İlk araştırmalar, hastanenin CCTV kayıtlarında 20 saniyelik bir boşluk olduğunu ortaya çıkarır. Anand, şüpheli bir kadını izlerken bebeği taşıyan birini görür; bu kişi bebeği Sekhar adlı birine teslim eder.

Takip sonucunda, hastanedeki hemşire Shailaja’nın bir ikiz kardeşi olduğu ve bu ikiz sistemi kullanılarak bebek kaçırma planı uygulandığı anlaşılır. Moorthy adlı kişi bu planı organize etmektedir. Anand, orijinal bebeğini biyolojik annesine teslim etmek zorunda kalır.

Ancak işler daha da karışır. Rajendran’ın öldürülmesiyle olayın ardındaki daha derin bağlantılar ortaya çıkar: Varadarajan, bebek kaçırma işini organize ederken verdiği güveni ihmal etmiş ve bu nedenle Rajendran’ı ortadan kaldırmak istemektedir. Anand, Gajaa adlı bir ortamda olayın detaylarını öğrenir ve Gajaa, Varadarajan’ın talimatıyla hareket ettiğini ikrar eder.

US diplomat çifti, özel bir zaman diliminde doğmuş bir bebek istemektedir. Bebeği bu çifte teslim etmek üzereyken, Anand bebeği tanır, ayrıca Varadarajan’a saldırır ve bebeği geri alır. O sırada Rajendran’ın oğlu babasının çözümcüsü olarak, Varadarajan’ı öldürür — bu durum, Varadarajan’ın başlangıçta dile getirdiği, “adalet zamanla yerini bulacaktır” sözünü haklı çıkarmıştır.

DNA, evlilik, psikolojik travmalar ve sistematik suç ağı gibi temaları iç içe geçmiş bir hikâyede harmanlıyor. Flaw’lı bireyler olan Anand ve Divya’nın, aile ve toplumsal yargılara rağmen hikâyenin merkezine koyulması oldukça etkileyici bir tercih. Film, çoğu eleştirmen tarafından sürükleyici bir polisiye-gerilim olarak değerlendirilmiş: Times of India “tight-knit suspense thriller,” derken, India Today ve OTTplay da benzer olumlu tonlar kullanmışlardır. Bazı eleştirmenler, tempo ve klişeler üzerinde durarak, senaryo ve duygusal derinlik açısından eksiklikler olduğunu belirtse de genel izlenim güçlüdür.