Double Ismart

Double Ismart, yönetmen Puri Jagannadh ve yapımcı Charmme Kaur tarafından hazırlanan, yüksek tempolu, stilize aksiyon yapısıyla dikkat çeken bir Telugu bilim-kurgu aksiyon filmidir. Hikâye, 2019 yapımı iSmart Shankarın devamı niteliğindedir ve ana karakter Shankar’ın daha geniş, daha karanlık ve daha komplike bir operasyonun içine çekilmesini konu alır. Film, bir yandan saf aksiyon ve stilize dövüş sahneleriyle kitleyi hedeflerken diğer yandan yapay zekâ, zihin transferi ve insan hafızasının kontrol edilmesi gibi yüksek konseptli temaları işler.

Öykü, Shankar’ın geçmişte yaşadığı beyin transferi operasyonunun sonuçlarıyla boğuştuğu noktada başlar. Hafıza fragmanları, zihninde karışık şekilde açılmaya devam etmektedir; kimi zaman kendi anılarını, kimi zaman da bir başkasına ait travmaları ya da gizli devlet bilgilerini parça parça görür. Bu durum Shankar’ı hem öfke krizlerine hem de kontrolsüz güç patlamalarına sürükler. Tam bu esnada ulusal güvenlik teşkilatı, devletin gizli projelerini hedef alan büyük bir terör yapılanmasının yükselişe geçtiğini keşfeder ve Shankar’ın zihninde saklı olan belirli kodların bu örgüt tarafından ele geçirilme riski ortaya çıkar.

Filmin ana antagonisti, dünya çapında kaos yaratmayı amaçlayan yüksek teknolojiye sahip bir suç örgütüdür. Bu örgüt, gelişmiş yapay zekâ algoritmaları ve biyoteknolojik implantlar kullanarak hem zihin kontrolü hem de dijital sabotaj operasyonları yürütmektedir. Örgütün lideri, Shankar’ın geçmişteki operasyonunda kullanılan beyin verilerinin aslında devlet tarafından gizlenen çok daha büyük bir projenin parçası olduğunu, o verilerin global ölçekte tüm savunma ağlarını çökertecek anahtar nitelikte bulunduğunu fark eder. Böylece Shankar hem kaçılan hem de avlanan bir figüre dönüşür.

Shankar, bu tehdidi durdurmaya çalışırken bir yandan da kendi zihninde saklı olan “kilit hafıza paketlerini” çözmeye koyulur. Bu süreç, onu film boyunca yoğun bir iç hesaplaşmaya ve karakter dönüşümüne taşır. Zihin transferi sonrası kimliğinin ne kadarının kendisine, ne kadarının başkasına ait olduğunu sorgular. Film bu noktada aksiyonla felsefi sorgulamayı aynı potada eritir.

Hikâyenin orta bölümünde Shankar, örgütün kontrol ettiği bir laboratuvara gerçekleştirdiği operasyon sırasında büyük bir gerçeklikle yüzleşir: Zihninde taşıdığı kodlar yalnızca savunma sistemlerini değil, dünya çapında iletişim altyapılarını, enerji hatlarını ve finansal ağları da devre dışı bırakabilecek bir güce sahiptir. Örgüt bu bilgiyi ele geçirirse global ölçekte bir “karanlık çağ” başlayacaktır. Bu durum filmi, kişisel intikam çizgisinden çıkarıp uluslararası bir tehdit ölçeğine taşır.

Final bölümünde Shankar, hem fiziksel hem zihinsel sınırlarını zorlayan bir karşı saldırı başlatır. Yapay zekâ destekli düşman sistemlerini hacklemekten biyoteknolojik implantlarla dövüşmeye kadar farklı çatışma katmanları izleyiciye sunulur. Nihai hesaplaşmada Shankar, hem kendi zihnindeki kodları hem de gerçek kimliğini kontrol altına alır. Filmin kapanışı, hem devam filmlerine kapı aralayan hem de karakterin kendi özgür iradesini yeniden kazandığını vurgulayan güçlü bir tonla biter.